24 Ağustos 2007 Cuma

Kanser Ağrıları

Kanser Ağrıları

Her yıl yaklaşık 4,5-5 milyon insan kansere yakalanmakta ve yine aynı sayıda insan kanserden yaşamını yitirmektedir. Kanserli hastaların özellikle yaşamlarıın son döneminde ya da kanserin bulunduğu bölgeye göre ağrılı hassas noktalara yakın kanserlerde çok şiddetli ağrılar ortaya çıkabilir. Kanser ağrısı genellikle üç şekilde ortaya çıkar. Ya kanserin kendisine bağlı olarak çok şiddetli ağrılar oluşabilir, ya da uygulanan çeşitli tedavi yöntemleri örneğin; cerrahi bir girişimden sonra bölgedeki sinirlerin kesilmesi, yapılan kemoterapi, ışın tedavisi gibi tedavi yöntemlerinden sonra da yine aynı şekilde çok şiddetli ağrılar ortaya çıkabilir. Hastalarda ağrılar değerlendirilirken mutlaka ağrının şiddetli olması hastalığın kanser olduğuna göstermez. Bazı ağrılari, kanser ağrısına bentzer şiddetli çok ciddi boyutlarda da gelişebilir. Ancak kanserli hastalarda ağrının dindirilmesi önemli bir sorundur. Bugün eldeki tedavi yöntemleriyle aslında kanser ağrısının % 99 oranında dindirilmesi mümkündür. Bu rakamın bundan 20 yıl önce % 50’lerde ve % 60’larda olduğu düşünülürse tıptaki gelişmelerin önemi ve boyutu da ortaya çıkar. Ancak ne yazık ki kanser ağrısı ancak çok gelişmiş ağrı merkezlerinde dindirilebilir haldedir ve genellikle bu tip merkezlerin sayısı da azdır. Öyle olduğu için kanserli hastada ağrının tam olarak dindirilebilmesi için belirli bir eğitim de gereklidir. Son 20 yıl içerisinde kanser ağrısının tedavisinde birçok yeni ilaçlar kullanılmaya başlanmıştır. Morfin ve benzeri ilaçların da daha rahat ve daha düzgün kullanımı artık mümkündür.

Kanser ağrısının tedavisinde öncelikle ağrılı dokunun cerrahi olarak çıkartılması bölgeye kemoterapi, radyoterapi gibi ışın ve ilaç tedavilerinin uygulanması ile öncelikle tedavi ön plandadır. Hastaya tedavinin olmadığı durumlarda ise artık ilaçlarla ve diğer yöntemlerle ağrını kontrolü gündeme gelir. Kanser ağrısında öncelikle ağrı kesiciler, analjezikler kullanılır. Son yıllarda çıkan birçok ağrı kesici ile kanser ağrısı % 90 oranında ilaçlarla dindirilebilir hale gelmiştir. Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından başlatılan önemli bir kampanya sayesinde bu yöntemler tüm dünyada yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır. Merdiven sisteminin özelliği öncelikle pasif ağrı kesicilerden başlamak, buna aspirin ve benzeri ilaçların eklenmesi o basamak yetersiz olduğu takdirde kodein gibi zayıf narkotiklerin eklenmesi yetmezse kuvvetli morfin gibi ilaçların eklenmesi o da yetmezse diğer birtakım müdahaleci yöntemlerin uygulanması şeklindedir. Son yıllarda en büyük ilerlemelerden birisi morfinin ağzı ve diğer yollardan veriliş biçiminde etkili olmaması durumunda omuriliğe yerleştirilen morfin pompalarıdır. Bu sayede ağzıdan verilen dozun % 1’ine kadar düşürülmesi halinde hasta günlük yaşamını uyku ve sersemlik gibi yan etkiler olmadan sürdürebilmekte ve günlük etkinliğine devam edebilmektedir. Kanser ağrısında bunun dışında vücudun belirli bölgelerindeki sinirlere röntgen altında girilerek o bölgedeki sinirlerin körletilmesine dayanan yöntemler de uygulanabilmektedir. Bütün bu yöntemler sonuç olarak, öncelikle basit ağrı kesicilerden başlayarak diğer karmaşık yöntemlere kadar bir süreç içerisinde kanserli hastalarda kullanılabilir.

1- Kanserli Hastalarda Ağrı Sınıflaması

Akut (ivegen) kanser ağrıları
Kanser hücrelerinin hızla çoğalarak sağlıklı dokuları istila etmesi sonucu ortaya çıkar. Hastalığın hem başında hem de ileri dönemlerinde gözlenebilir. Özellikle meme, prostat, yumurtalık ve son barsak (rektum) kanserlerinde ağrı erken dönem bulgusudur.
Kanserin ileri dönemlerinde ise; örneğin, tümörün kemiği tahrip etmesi sonucu omurga ve kalça kırıkları veya bağırsağın tümörle tıkanması sonucu ivegen ağrı ortaya çıkabilir.
İvegen ağrı ayrıca kanser tedavisine (ör: cerrahi, ışın tedavisi, kemoterapi) bağlı olarak da gözlenebilir.

Kronik (süregen) kanser ağrısı: Ağrıya yol açan mekanizmalar arasında lenf (akkan) yollarının ve damarların tıkanması, doku harabiyeti (sağlıklı dokularda şişme ve iltihabi reaksiyonlar) sayılabilir. Hastaların %75’inde süreğen ağrı gözlenir.
Süreğen ağrı çeşitleri
- Kemik dokuların istilasına bağlı ağrılar: Süreğen ağrıların en sık rastlanan nedeni kemikleri kanser hücreleri tarafından istilasıdır. Genellikle meme, prostat, tiroid, akciğer ve böbrek tümörlerinde gözlenir. Ağrı sürekli olup geceleri ve hareketle artar. Hastalar künt, sızlayıcı veya derin, bıçak saplanması, batma tipinde ağrılardan yakınır. Kas kasılmasına bağlı olarak kasılma çekilme, kramp tarzında ağrılar da ortaya çıkabilir. Kemik sintigrafisi erken tanıda çok değerlidir.
- Sinirlerin ve omuriliğin istilasına bağlı ağrılar: Sinir dokularının kanserli hücreler tarafından istilası sonucu ortaya çıkan bu tip ağrıların tedavisi oldukça güçtür. Ağrı sürekli yanıcı veya aralıklı bıçak saplanması şeklindedir. İlgili bölgede uyuşma, karıncalanma, kas gücü kaybı gibi belirtiler ortaya çıkar.
Omuriliğin istilası sonucu kollarda ve bacaklarda güçsüzlük, felç; idrar veya dışkı tutamama gibi şikayetler gözlenebilir.
- İçi boş veya sert organların içindeki yolların kanserli hücrelerle istilasına bağlı ağrılar: Mide, barsak gibi içi boş organların veya karaciğerdeki safra yollarının kanserli hücrelerle tıkanması sonucu çok şiddetli ağrılar ortaya çıkar.

Kanserli hastalada gözlenen bazı ağrı durumları
Yemek borusunun tıkanması: Göğsün orta bölgesinde ve mide bölgesinde şiddetli ağrı ortaya çıkar.
Kanserli Hastalarda Ağrı Sınıflaması Midenin tümör tarafından tıkanması sonucu göbek üzerinde çok şiddetli, burulma tarzında ağrılar ortaya çıkar.

Karaciğer kanseri ağrısı: Karaciğer zarının tümörle gerilmesi sonucu ortaya çıkar. Künt, sızlayıcı niteliktedir. Ağrı, sağ kaburga kavsinin altında olup sağ omuza yayılabilir.

Pankreas kanseri ağrısı: Göbek üstü bölgede olup kuşak tarzında bele yayılır. Çok şiddetlidir.

Barsak (kolon, rektum) kanseri ağrısı: Ağrı tüm karında, makatta algılanır. Bıçak saplanması, burulma şeklinde olup rektum (son bağırsak) kanserinde sürekli ıkınma ile birliktedir. Bele yayılır.

Işın tedavisine bağlı barsak iltihabı: Barsak kanserinin ışın tedavisi sonrasında %2-10 sıklığında gözlenir. Işın tedavisinden 3 ay-30 yıl sonra ortaya çıkabilir. İshal, kanlı dışkı, karında kramp tarzında ağrılar ve sürekli ıkınma hissi vardır.

Işın tedavisine bağlı omurilik hasarı: Geçici veya kalıcı olabilir. Geçici tip akciğer kanserinin ışın tedavisi sonrası görülen ağrı 2-36 hafta arasında geriler. Boyun hareketleriyle ortaya çıkar. Kalıcı tipte ise ağrı şiddetlenerek süreklilik kazanır. Hasarlı bölgenin altındaki bölgede karıncalanma, keçeleşme vardır.

Kemoterapiye bağlı ortaya çıkan ağrılar: Kemoterapiye bağlı ivegen ve süreğen ağrı ortaya çıkabilir.

Steroid psödoromatizması: Kemoterapide uygulanan yüksek dozda kortizonun ani kesilmesiyle gözlenir.Yaygın kas ve eklem ağrıları ortaya çıkar.

Kemiklerde hassasiyet: Uzun süreli kortizon kullanımı sonucu kol ve bacak kemiklerinin uçlarında hassasiyet gelişebilir. Omuz ve kalçada hareketle şiddetlenen künt, sızlayıcı ağrı vardır.

Mukozit: Uzun süreli kemoterapi sonucu ağız ve mide boşluğunda yaralar oluşur. Yemek yeme ve konuşma ile ağrı çok şiddetlenir.


2- Tedavi

Kanser ağrısının kontrolünde bu denli ilerlemeye rağmen hastanelerde ağrılı hastaların tedavisi yine eski düzeyde kalmaktadır.

Kanser ağrısının tedavisi her şeyden önce nedene yönelik olmalıdır. Nedene yönelik tedavi başlıca üç şekilde yapılabilir. Birincisi kanserli dokunun cerrahi olarak çıkartılmasıdır. Bu sayede kanserin yayılması engellendiği gibi kanserli dokunun sinirler ya da diğer dokular üzerine baskı yaparak ağrıya neden olması da engellenmiş olacaktır. İkinci yöntem kanserli dokunun ışın tedavisi ile tahribine yöneliktir. Radyoterapi adını verdiğimiz bu yöntem ile özellikle ışına hassas tümörlerde başarı elde etmek mümkündür. Üçüncü temel yöntem ise kemoterapi adını verdiğimiz kanserli dokunun çeşitli ilaçlarla geriletilmesine yönelik olan tedavi biçimidir. Son yıllarda kemoterapi konusunda çok önemli gelişmeler görülmektedir. Bu üç yöntemle birlikte ağrının kontrolü başlı başına bir dal olarak ortaya çıkmaktadır.

Kanser ağrısının kontrolü yukarıda sözü edilen yöntemlerin uygulanmasını engellemez. Birlikte uygulanabilir. Tedaviye daha kolay uyum gösterilmesini sağlar.

Kanser ağrısı için ilk denenmesi gereken ağrı kesici ilaçlardır. Analjezik adını verdiğimiz ağrı kesici ilaçların düzenli ve dikkatli bir biçimde verilmesi ile bir çok hastada yeterli bir ağrı kontrolü sağlanabilir. Son yıllarda birçok etkili analjezik kullanıma girmiş bulunmaktadır.

Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından başlatılan bir kampanya ile tıp kuruluşlarının kanser ağrısı kontrolü konusunda bilinçlendirilmesi amaçlanmış bulunmaktadır.

Ağrı kontrolünde analjezikler yeterli olmadığı takdirde başka yöntemler kullanılabilir.

Bu yöntemler arasında kanserli bölgeye giden sinirlerin altı ay-bir senelik sürelerle uyuşturulması gelmektedir. Bu sayede hasta ilaç kullanmadan günlük yaşamını sürdürebilir hale gelmektedir.

Son yılların en büyük ilerlemelerinden birisi morfinin ağız ve diğer yolların yanı sıra omuriliğe yerleştirilen ince sondalar ve pompalar aracılığı ile verilmesidir.

Bu sayede ağızdan verilen morfinin onda biri ile bir gün süreyle analjezi sağlanabilmektedir. Bu pompalar hasta tarafından kullanılabilmekte ve hasta günlük yaşamını sürdürmektedir. Böylelikle morfinin ağız ya da kas içine verilmesi sırasında görülen baş dönmesi, sersemlik, uyku hali gibi belirtiler de ortadan kalkmakta ve hasta günlük aktivitesini yitirmeden işlerine devam edebilmektedir.

Ayrıca son zamanlarda omuriliğe yerleştirilen piller aracılığı ile uzun süreli ağrı kontrolü mümkün olabilmektedir.

Kanser ağrısı için kullanılan ilaçların başında morfin ve benzeri ilaçlar gelmektedir. Bu ilaçların ağrılı hastalarda alışkanlık meydana getirmediği gösterilmiştir. Bu nedenle kanserli hastalarda çekinmeden morfin ve benzeri ağrı kesiciler kullanılabilir.

Yukarıda sözü edilen yöntemlerin tümü ancak etkin şekilde uygulandığı ve bir süreç içerisinde değerlendirildiğinde hasta için anlam taşımaktadır. Önce analjeziklerle kanser ağrısı kontrol altına alınmaya çalışılmalı, yeterli kalmadığı takdirde diğer yöntemlere geçilmelidir.






Hiç yorum yok: