28 Ağustos 2007 Salı

Bel Ağrıları

Bel Ağrıları

İnsan omurgası bütün yükü taşımaktadır. Omurga, boyun, göğüs, bel ve kuyruk sokumuna uzanan bölgede farklı özelliklere sahiptir. Özellikle boyun ve bel omurları hareketli olmaları nedeni ile daha fazla yük taşırlar. Göğüs bölgesindeki omurlar, göğüs kasları ve kaburgalar tarafından tutulduğu için bu bölgelerdeki yük diğer bölgelere göre daha azdır. Hem boyun hem de bel omurgaları çeşitli darbelerden, yükten ve hastalıklardan daha fazla etkilenirler. Omurgaların içerisinde bir silindir gibi kat kat kılıflar içerisinde omurilik geçer. Omurgaları birbirinden disk adı verdiğimiz içinde oldukça koyu kıvamlı bir sıvı bulunan yastıkçıklar ayırır. Bu yastıkçıkların dış kısmı daha sert bir tabakadan meydana gelmektedir. Yaşın ilerlemesi vedarbelerle bu yastıkçıklar yıpranmaya başlar ve dıştaki tabakanın incelmesi sonucu ağır bir yük kaldırma ve ani hareketle yırtılır ve sinirin üzerine baskı yapmaya başlar. İşte bel fıtığı, siyatik denilen olay bu şekilde gelişiyor.

Bel ağrısı, sadece bel fıtığına değil, birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. Duruşun kötü olması, egzersiz eksikliği, aşırı kilo belin en büyük düşmanlarıdır. Birçok bel ağrısı insanın belini doğru kullanmaması ile ortaya çıkar. Bunun sonucu olarak da bel kaslarının zafiyeti gelişir. Bel kaslarının zayıflığı sonucunda ağrı ortaya çıkabilir. Bel bölgesinde bulunan kaslar ve limbaolar kolay gerilir ve yırtılabilirler. Bunlar sürekli yapılan belirli aktiviteler örneğin; egilme, kalkma, oturma veyahutta ağır kaldırmak gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Aynı şekilde bir spor aktivitesinde veya trafik kazası sırasında da aşırı gerilim meydana gelebilir. Bunun sonucu olarak ya disklerde bir yırtılma meydana gelebilir. Aynı şekilde osteoartit dediğimiz eklem iltihaplarında çeşitli streslerde, ekonomik bozukluklarda, ailevi sorunlarda, yorgunlukta da yine bel kaslarında spazm meydana gelebilir. Yine birtakım yapısal bozukluklar sonucu örneğin; doğumsal bozukluklari, omurganın skolyoz adı verilen eğrilikleri, yahutta omurgadaki bir eklemin öne veya arkaya kayık olması çok şiddetli bel ağrılarına yol açabilir. Batın organlarındaki birtakım bozukluklar sonucunda yine bele yansıyan ağrılar ortaya çıkabilir. Kadınlara çeşitli jinekolojik sorunlarda da yine bel ağrısı görülebilir. Yine batın ve jinekolojik organların kanserleri bele ağrı şeklinde yansıyabilir. Bu yüzden bel ağrılı hastanın çok ayrıntılı ve ciddi bir biçimde incelenmesi gerekir. Bu noktada hekimin önemi büyüktür. Doğru tanı ancak hekimin incelemesi, fizik muayene sıklıkla çeşitli laboratuvar ve diğer araştırmalarla konur. Burada hekiminizin ayrıntılı biçimde geçmişinizi araştırması, ağrınızın ne zaman başladığı, nasıl başladığı, hangi bölgeye yayıldığı sorularıyla durumu araştırması gerekir. Ayrıntılı bir fizik muayene, laboratuvar testleriyle de tanının konması mümkün olur. Bel ağrılarında bu şekilde tanı konmayıp geçiştirildiği takdirde daha sonra tedavisi imkansız durumlar ortaya çıkabilir.

Bel Sağlığı İçin 50 Tavsiye

Geçmişinde bel fıtığı veya başka bir sebebe bağlı bel rahatsızlığı bulunan bir hasta ister operasyon geçirmiş, isterse geçirmemiş olsun, günlük hayatında yapılması ve yapılmaması gereken hareketleri bilmek zorundadır.

1- Cisimleri bir yerden başka bir yere taşırken belinizin eğik değil de dik bir pozisyonda olmasına dikkat ediniz.
2- Herhangi bir ağırlığı taşımanız gerekirse yükü vücudunuza simetrik olarak paylaştırdıktan sonra taşıyınız.
3- Ağır bir yükü kaldırmayı denemeyiniz.
4- Hafif dahi olsa yerden bir cismi alırken dizlerinizi kırınız ve çömelerek alınız.
5- Sandalye veya koltukta otururken dik bir pozisyonda olmaya gayret ediniz ve bunu alışkanlık haline getiriniz.
6- Bir eşyayı alırken ona doğru uzanmayınız, yanına iyice yaklaşınız ve öyle alınız. Bir cismi yerden alırken de önce onu bedeninize doğru yaklaştırıp sonra yükseltiniz.
7- İki kişi iseniz ve bir eşyayı iki ucundan tutarak taşımanız gerekiyorsa, birbirinize haber vermeksizin eşyanın bir ucunu asla bırakmayınız.
8- Bir cismi kaldırmadan önce onun ne derecede ağır olduğunu tahmin etmeye çalışınız, ondan sonra yaklaşınız. Kaldırma işlemi ne geçmeden önce onu hafifçe yoklayarak bir kez de test ediniz ve ağırlığı hakkında tam bir fikir edindikten sonra kaldırınız.
9- Cisimleri bedeninizle değil de önce beyninizle kaldırdığınızı unutmayınız. Bunun için, ağır bir yükü mutlaka kaldırmanız gerekiriyorsa, haltercilerin yaptığı gibi, çok iyi konsantre olunuz.
10- Ayakta iken belinizi sağa ve sola doğru rotasyon yaptırıp eğilerek yerden bir şey almayınız.
11- Ağır bir cismi bir yerden bir yere çekerek veya iterek tek başınıza götürmeyiniz.
12- Merdivenlerden inerken bastığınız basamaklara çok dikkat ediniz. Bazen son basamağa geldiğinizi sandığınızda bir basamak daha vardır ve siz farkında olmadan tüm vücudunuzla aşağıya doğru düşersiniz. İşte bu çok tehlikeli bir harekettir, bundan kaçınınız.
13- Elinizi, yüzünü yıkarken lavaboya doğru eğilmeyiniz, bezi olabildiğince dik tutmaya gayret ediniz. Bu yüzden evinizdeki lavaboların biraz daha yüksekçe olmasını sağlayınız.
14- Çocuklarınız okula giderken çantalarında az yük taşıtmaya çalışınız. Bunun için sadece o günkü dersleri ilgilendiren kitap ve ders gereçlerini yanlarına almaları konusunda onları eğitiniz.
15- Ütü yaparken tek ayağınızın altına 15-20 cm. yükseklikte bir cisim koyarak hafifçe yükseltiniz, belinizin rahatladığını göreceksiniz.
16- Elektrikli süpürgeyle veya paspasla yerleri temizlerken öne doğru eğilmeyiniz ve belinizi dik bir pozisyonda tutmaya gayret ediniz.
17- Sağlıklı iken düzenli olarak spor yapınız. Yüzmeye önem veriniz, yürümeyi ihmal etmeyiniz.
18- Her gün ez az 15 dakika yürüyünüz.
19- Bir defa bel rahatsızlığı geçirmiş ve iyileşmişseniz, uzman doktorun size vereceği egzersizleri aksatmadan yapınız.
20- Sağlıklı iken de her gün hiç aksatmadan kaslarınızı güçlendirici egzersizler yapınız.
21- Egzersizleri, altında sunta veya tahta bulunan halı veya battaniye gibi sert bir zemin üzerinde yapınız.
22- Egzersiz hareketlerinin sayısını gün geçtikçe yavaş yavaş artırınız. Başlangıçta aşırılığa kaçmayınız.
23- Spor ve ya egzersiz yaparken ani ve zorlayıcı hareketlerden kaçı nınız.
24- Egzersiz sonrasında şiddetli ve 15 dakikadan fazla süren bir rahatsızlık ortaya çıkarsa uzman doktora danışınız. Bir saati geçen rahatsızlık söz konusu ise o hareketi yapmayınız.


25- Hergün beyaz peynir veya bir tabak yoğurt yemeyi adet haline getiriniz.
26- Eğer kilonuz fazla ise ve bunu bir türlü veremiyorsanız, bir uzman doktor ve diyetisyene başvurunuz. Gerekirse psikologdan da yardım isteyerek, kararlı bir şekilde kilolarınızı veriniz.
27- Uzman hekime danışmadan bel korsesi kullanmayınız. Çelik balenli korselerin uzun vadede bel ve karın adalelerini zayıf bırakacağını unutmayınız.
28- Kesin teşhis konulup bel ağrınızın nedeni anlaşılmadan belinizi asla çektirmeyiniz. Bunun bazen felce kadar giden sonuçlara yol açtığını unutmayınız.
29- Uzüntü ve streslerin bel sağlınızı da olumsuz yönde etkilediğini bilerek ruh sağlığınıza özen gösteriniz. Ailevi, sosyal veya iş hayatınızla ilgili problemlerinizi çözmek için gerekirse ilgili doktor ve şahıslardan yardım isteyerek köklü bir çözüme gidiniz.
30- Vücut ağırlığınızı sürekli kontrol altında tutunuz. Alınan her fazla kilonun vücudunuz ve beliniz için ilave bir yük olduğunu, bunun da belinizin biyomekaniğini olumsuz yönde etkilediğini unutmayınız.
31- Uzun topuklu veya topuksuz ayakkabı giymeyiniz. Ayakkabınızın topukları normal olsun.
32- Sandalye veya koltuğa oturmak için kendinizi oturağınızın üstüne sanki düşüyormuş gibi, aniden bırakmayınız. Yavaş yavaş, kontrollü olarak oturma pozisyonuna geçiniz.
33- Sandalye veya koltukta otururken, bir cismi -hafif dahi olsa- öne doğru eğilerek yerden almayınız.
34- Yan veya sırtüstü pozisyonda yatarak uyuyunuz. Yüzüstü yatmayınız.
35- Yatağınız sert olsun. Vücudu değişik şekillere sokan, stabil olmayan yumuşak yataklar sağlıklı değildir. Altında sunta veya tahta olan yataklar ile kaliteli ortopedik yatakları tercih ediniz.
36- Doktorunuz mutlak yatak istirahati vermişse, 2 veya 3 hafta kesinlikle istirahat ediniz. Bu süre içinde ağrınız artıyor, durumunuz kötüye gidiyorsa, doktorunuza bildiriniz.
37- Mutlak sert yatak istirahatinde iken ayaklarınızın altına birkaç yastık koyarak yükseltmeniz daha iyi olacaktır. Bu esnada yemeklerinizi yatarak yiyebilirsiniz.
38- Sırtüstü yatağınızda veya bir halının üzerinde uzanırken bacaklarınızı dizlerinizi kırarak yukarıya doğru toplayınız. Bu pozisyonda beliniz daha çok rahatlar ve ağrılarınız daha çabuk geçer.
39- Beliniz ağrıyor ve özellik le de ağrı bacağınıza vurmaya başlamış ise vakit geçirmeden uzman doktora başvurunuz. Doktor olmayan kişilerle kaydedeceğiniz vaktin bazen telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabileceğini unutmayınız.
40- Sağlıklıyken, günlük yaşantınızda tembel olmayınız, hareketli olmayı tercih ediniz.
41- İşyerinde devamlı oturarak çalışıyorsanız, bunun beliniz için sakıncalı olduğunu biliniz. Bu nedenle arasıra kalkıp dolaşınız. Çünkü oturur pozisyonda iken belinize binen yük, ayakta iken olduğundan belirgin şekilde daha fazladır. Hatta yapılan araştırmalarda günlük mesaisinin büyük bir kısmını oturarak geçirenlerde bel fıtığına ya kalanma riskinin ayaktakilere oranla daha fazla olduğu tesbit edilmiştir.
42- Bacaklarınız düz pozisyon dayken, ayakta dimdik uzun süre hareketsiz kalmayınız.
43- Daha önce bel rahatsızlığı geçirmişseniz, güreş, boks, judo, futbol gibi mücadele sporlarından ve halter gibi uğraşlardan uzak durunuz. Bunların yerine yürüme ve yüzme gibi sporları tercih ediniz.
44- Çocuklarınız hızlı gelişsinler diye aşırı antrenman veya gereğinden fazla spor yaptırmayınız.
45- Çocuklarınız oturarak ders çalışırlarken onları öne ve ya yana eğik durmamaları konusunda sık sık uyarınız.
46- Raflardan kitap veya herhangi bir eşyayı alırken önce ayağınızın altına yükseltici bir şey koyunuz ve o eşyanın hizasına yükseldikten sonra alınız.
47- Yürürken veya ayakta dururken vücudunuzun dik bir pozisyonda olmasına özen gösteriniz.
48- Ayakkabınızı bağlamanız veya benzer bir hareket yapmanız gerekiyorsa, çömelerek ve ya yüksekçe bir cismin üstüne basarak yapınız.
49- Otomobil kullanırken koltuğunuz sert olsun, arkaya dayandığınızda koltuk belinizi desteklesin ve adeta kavrasın. Uzun yola çıkarken de belinizi ince bir yastıkla destekleyiniz.
50- Yataktan kalkarken önce tam yan dönünüz, daha sonra ellerinizle yandan destek alarak oturur pozisyona geçiniz ve öyle kalkınız.


Bel Ağrısı Nedenleri

Kötü duruş, egzersiz eksikliği ve aşırı yemek yeme belinizin en büyük düşmanları olabilir. Çoğu bel ağrısı, belinizi kötü kullanmanızın sonucu ortaya çıkmaktadır.

Kötü duruş belinizi zorlamakta ve zedelenmeye yatkın hale getirmektedir. Belin lumbar kavsinin artması, kasların zayıflaması sonrası ortaya çıkmaktadır. Zayıf ve gevşemiş karın kasları, belinizin en önemli desteğinden yoksun kalmasına neden olur. Aşırı kilolar da bu zorlanmayı artırmaktadır.

Belin incinmesi ve burkulması, bel kasları ya da bağları esnediğinde ya da zedelendiğinde söz konusu olur. Bel burkulmaları, eğilmek bir şey kaldırmak ya da oturmak gibi sıradan hareketlerin doğru olmayan bir şekilde yapılması sırasında meydana gelmektedir. Bu yaralanma bir araba kazasında, sportif bir aktivite sırasında veya bir şeyin zorla çekilmesi anında da oluşabilmektedir. Bel burkulmalarında doğru tedavi uygulanırsa hasta tamamen iyileşebilmektedir. Bel mekaniğinin doğru uygulanması çoğu bel burkulmalarının önüne geçilmesine neden olacaktır.

Yırtılan diskler şiddetli ağrıya ve hareket edememeye neden olmaktadır. Diskin yumuşak yapıda olan ve nükleus adı verilen merkez kısmı, baskı sonucu şişebilir ve sert bir kapsül içinde bulunan sinir uçlarına baskı yapabilir. Ya da kapsülü yırtarak fıtık oluşturabilir ve spinal sinirlere sert bir şekilde değebilir. Ağrı bacağın üst ön kısmına ve tüm bacağa (siyatika) yayılabilir. Özellikle öne eğilmekle şiddetli ağrı ortaya çıkar. Spinal sinirlere bası ya da değme devam ederse sinir hasarı meydana gelebilir ve bacakta duyu kaybı ve kas zayıflığı oluşur. Bu durumdaki pek çok hasta cerrahi müdahaleye gerek kalmaksızın epidural steroid enjeksiyonu, disk içi elektro termal tedavi gibi perkütan işlemlerle iyileşebilmektedir.

Osteoartrit, yaşlanmanın bir parçası olarak vergi ödemek gibi bir olaydır ve çoğumuz bundan kaçınamayız. Osteoartrit belinizdeki diskleri ve kemikleri değişik derecelerde etkiler. Diskleri darlaştırır ve vertebral yapılarda ağrı oluşturan irrite edici çıkıntılar oluşturabilir. Düzgün bir duruş ve belinizi dikkatli kullanmanız yaşa bağlı artritin gelişimini azaltacaktır.


Faset eklemler her omurun arka tarafında yer alan küçük eklemlerdir. Bu eklemler omurları omurganın hareketini sağlayacak şekilde arkadan direkt olarak birbirlerine bağlarlar.

Faset eklemler oldukça karmaşık sinirlerle donatılmışlardır ve ağrıya çok duyarlıdırlar. Omurgamızın hareketliliğinde büyük önemi olan bu eklemlerin yapısı yaşa, travmalara bağlı olarak bozulabilir ve ciddi boyun, bel ağrılarına sebep olabilir.

Bel fıtığında ağrı öne eğilmekle şiddetlenirken, faset sendromunda ise daha çok arkaya yaslanmak ve yana dönmekle artış gösterir.

Yaşlanmanın yanı sıra, uzun süre sert sporla uğraşma, sürekli ağır yük taşıma ve yanlış vücut postürüne sahip olma gibi uygunsuz yaşam tarzları faset sendromunun en önemli hazırlayıcı faktörleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Faset eklemlerin omurganın hareketini sağlamalarının yanında bir başka fonksiyonları, omurilikten çıkan sinir köklerinin omurga kanalını terk ederek dışarı çıktığı nöral foramen adı verilen deliklerin bir bölümünü oluşturmalarıdır. Faset eklemlerde travma, omurganın üzerine aşırı yük binmesi veya diğer kemik hastalıkları nedeniyle büyüme oluşabilir. Bu durumda sinirlerin geçtiği delikler daralacak ve hastada bel fıtığına benzer sinir sıkışmasını andıran belirtiler ortaya çıkacaktır. Bunlar eğer olay boyunda ise, omuza, kola yayılan boyun ağrısı; belde ise kalçaya ve bacağa yayılan bel ağrısı şeklinde özetlenebilir.


Faset Sendromu

Faset sendromu ağrıları faset eklem enjeksiyonu ve faset eklem denervasyonu gibi girişimsel yöntemlerle kontrol altına alınabilir.

Faset eklemlere ait sinirler vücudunuzun herhangi bir yerindeki kaslarınızın hareketini kontrol etmez, sadece ağrı sinyallerini beyine taşır. Faset eklem denervasyonu bu sinirlerin iletisinin engellenmesidir. Bunu gerçekleştirmek için kullanılan en modern yöntem, sinire kontrollü ısı uygulanması esasına dayanan ”radyofrekans termokoagülasyon”dur.

Uygulanan bu girişimsel yöntemler tedavinin sadece bir bölümünü oluştururlar. En az bunlar kadar önemli olan bir başka nokta hastaların tedavi sonrası eğitilmeleridir. Eğitim denilince hastaya verilmesi gereken egzersiz programı ve vücuda doğru davranmak için yapılması ve kaçınılması gereken davranışların öğretilmesi akla gelir. Ancak bu şekilde sağlıklı bir omurgaya sahip olmak mümkün olur.


Gerilim ve günlük yaşantımızdaki emosyonel problemler bel ağrılarımızda önemli bir rol oynamaktadır. Ekonomik endişeler, aile baskısı ve yorgunluk belimizde spazmlara neden olabilmektedir. Yaşamınızdaki emosyonel faktörleri kabul etmek, anlamak ve onları daha iyi bir hale getirmekle, bel ağrınızla daha iyi başa çıkabilirsiniz ve sağlıklı bir bele sahip olma şansınızı artırırsınız.

Faset sendromu da bel ağrısının sık nedenleri arasındadır. Faset eklemleri, omurgamızı oluşturan her omurun birbirine tutunmasını sağlayan, her omur kemiğinde sağda ve solda ikişer adet bulunan küçük eklemlerdir. Omurgamızın hareketliliğinde büyük önemi olan bu eklemlerin yapısı yaşa, travmalara bağlı olarak bozulabilir ve ciddi boyun, bel ağrılarına sebep olabilir. Faset sendromuna bağlı bel ağrıları özellikle arkaya doğru yaslanmakla ve yana dönmekle şiddetlenir. Bu tip ağrılar faset eklem enjeksiyonu ve faset eklem denervasyonu gibi girişimsel yöntemlerle kontrol altına alınabilir.

Spondilozis, omurgadaki dejeneratif değişiklikler için kullanılan genel bir terimdir ve genellikle sırt ve bel ağrısıyla ilişkilidir. Spondilolistezis, omurganın bel bölgesinde meydana gelir ve buradaki bir omurun kendinden önce gelen omurdan daha ileriye itilmesi söz konusudur.

Bel ağrısına neden olan diğer çeşitli nedenler arasında skolyoz gibi doğumsal bozukluklar erkeklerde prostat problemleri ve kadınlarda jinekolojik problemler sayılabilir.


Başarısız Bel (Failed Sendromu) Sendromu

Başarısız bel sendromu, bel fıtığı nedeniyle cerrahi operasyon yapılan, ancak ameliyattan sonra şikayetlerinde düzelme olmayan ya da yeni ağrı şikayetleri ortaya çıkan hastaları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu problem dünya çapında her yıl yüz binlerce hastanın karşı karşıya kaldığı bir durumdur. Başarısız bel sendromu olarak adlandırılan bu tablo, nedeni ve tedavisi çok çeşitli olan bir çok durumu kapsar.

Üzerinde önemle durulması gereken nokta hastanın ameliyat öncesi belirtilerinin neler olduğu ve ameliyattan sonraki durumudur. Ameliyat öncesinde yapılan testler de dikkatle değerlendirilir. Operasyondan sonra hastanın şikayetlerinde bir süre de olsa düzelme olmuş mudur? Yoksa hiçbir değişiklik olmadan aynı şekilde sürmekte midir? Bu konular mutlaka sorgulanır. Hastanın hikayesi, muayene bulguları, ameliyat öncesi ve sonrası tetkikleri dikkatle değerlendirilir, ardından hastanın neden cerrahi tedaviye yanıt vermediği ve şimdi neler yapılabileceği karalaştırılır.

Ameliyatın başarısızlığa uğramasının nedenine göre, yapılacak tedavi çok çeşitlidir.

Başarısız bel sendromunun bazı nedenleri şu şekilde sıralanabilir.
Operasyon bölgesindeki sinir çevresinde nedbe dokusu oluşumu gibi cerrahiye bağlı değişiklikler
Operasyon bölgesindeki diskin yeniden fıtıklaşması
Bir başka diskin fıtıklaşarak aynı ya da benzer şikayetlere yol açması
Operasyon öncesi yanlış tanı
Operasyonun yanlış seviyeye ya da başarısız şekilde uygulanması

Psikolojik nedenler
Her hasta için, bu sayılan başarısız bel sendromu nedenlerinden hangilerinin rol oynadığı dikkatli bir değerlendirme ile belirlenip, doğru tedavi yaklaşımı geliştirilir. Başarısız bel sendromunun tedavisinde epidural enjeksiyonlar yararlı olabilir; eğer varsa, operasyon yerinde sinir çevresinde oluşmuş olan ve sinire baskı uygulayarak şikayetlere yol açan yapışıklıkların eritilmesi amacıyla epidural lizis işlemi uygulanır. Bir başka tedavi yaklaşımı da etki altında olan sinire radyofrekans termokoagülasyon yöntemiyle akım uygulayarak ağrıyı iletmesinin önlenmesidir.

Tedavide yukarıda saydığımız girişimsel yöntemleri tamamlayıcı olarak çeşitli fizik tedavi programları da uygulanır. Fizik tedavi programı içinde hastalar bel okulu eğitimine de alınırlar.Sayılan tüm bu tedavi yöntemleri Ağrı merkezi'nde (www.agritr.com) uygulanmaktadır.


Bel Fıtığı

Bel ağrıları son derece yaygın sağlık sorunlarından biridir. Baş ağrılarından sonra en fazla görülen ağrılar arasında yer alan bel ağrıları insanların %85’inde yaşamlarının bir döneminde ortaya çıkar. Bel ağrıları, bel fıtığının yanısıra, karın iç organlarındaki rahatsızlıklar, jinekolojik sorunlar, bazı enfeksiyon hastalıkları, romatizmal hastalıklar gibi nedenlerin yanında omurganın bel bölgesindeki bazı sorunlarından da ortaya çıkabilir.

Acıbadem Carousel Hastanesi Beyin Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Halil Toplamaoğlu, en önemli bel ağrısı nedeni olan bel fıtığını tanımlamak için öncelikle omurganın yapısının ve görevlerinin bilinmesi gerektiğini belirtiyor. Baştan kalçaya kadar uzanan omurgaların, omur denen kemikler ve bunları birbirine bağlayan disklerden oluştuğunu belirten Op. Dr. Halil Toplamaoğlu, şöyle konuşuyor; “Diskler esnek bir yapıya sahip kıkırdak dokudan oluşur. Omurga insan vücudunu ayakta tutarak vücudun yükünü taşır. Gövdenin her yöne hareketini sağlar. İçindeki kanal yapısıyla omuriliği korur. Omurganın bel kısmı beş adet omur ve diskten oluşur. Vücut ağırlığını en çok taşıyan burasıdır. Dolayısıyla buradaki diskler daha kolay yıpranır. Disk ortada çekirdek ve bunu koruyan kapsülden oluşur. Herhangi bir zorlamayla koruyucu kısım yırtılıp, çekirdek arkaya kanala doğru fıtıklaşırsa buradan bacaklara giden sinirlere basarak bu sinirlerin çalışmasını engeller ve sonuçta belde ve bacakta ağrı, uyuşukluk, kuvvetsizlik oluşabilir; işte buna bel fıtığı denir.”

Aşırı Kilo ve Gebelik Bel Fıtığı Nedeni
Sağlıklı yetişkinlerin %20-30’unda bel fıtığı görülebiliyor. Ancak her bel fıtığı ağrıya neden olmuyor. Bel fıtığının görülme sıklığı açısından kadın ve erkekler arasında bir farklılık gözlenmiyor.

Diskin fıtıklaşmasına neden olacak etkenlerin başında, buraya binen yükün miktarının geldiğini belirten Op. Dr. Halil Toplamaoğlu, şöyle konuşuyor; “Aşırı kilo, gebelik gibi vücut ağırlığının arttığı durumlarda diskler dengeli bir şekilde bu ağırlığı bacaklara naklederler. Ani bir hareketle bu dengede bozulma olursa, diskin bir kısmına yük fazla binecektir ve orada fıtıklaşma olacaktır. Yüksekten düşme, trafik kazası gibi nedenlerle de disk fıtıklaşabilir. Ayrıca iltihap, romatizma gibi nedenlerle de diskin koruyucu kısmını gevşeterek fıtıklaşmaya neden olur.”

Bel Fıtığının Belirtileri
Bacak ağrısı, beldeki sinirin bası altında bulunduğunun ve fıtığın en sık görülen bulgusudur. Bası altındaki sinirin dağıldığı alanda uyuşukluk görüldüğünü belirten Op. Dr. Halil Toplamaoğlu, “Bacakta sinirin çalıştırdığı adalede çalışmamaya bağlı incelme görülebilir. Bunun yanısıra idrar ve büyük tuvaleti yapmayı sağlayan sinirler bası altında kalmışsa idrar ve büyük tuvaleti yapamama ve hissetmeme gibi ciddi belirtiler de ortaya çıkabilir.” Diye konuşuyor.

Tanının esas olarak muayene sonucu konulduğunu belirten Op. Dr. Toplamaoğlu muayene ile ilgili şu bilgiyi veriyor: “Bası altında bulunan sinire yönelik muayene yapılır. Sırt üstü yatan bir hastada bacak düz olarak yukarı kaldırıldığında bası altındaki sinir gerilmeye bağlı olarak bacaktaki ağrı şiddetlenir. Sinirlerin dağıldığı alandaki duyu ve karşı taraf aynı alan duyusu karşılaştırılarak uyuşukluk olup olmadığına bakılır. Örneğin 5. sinir kökü ayağın bilekten geriye doğru hareketini sağlar. Bu sinir bası altındaysa bu harekette zayıflık olur. Muayene sonucu sinirin bel bölgesinde bası altında kaldığı kararına varılırsa direkt grafi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, myelografi gibi görüntüleme yöntemleriyle tanı konulur.”

Hastaların Çoğu Ameliyatsız Tedavi Ediliyor
Bel fıtığı tanısı konmuş hastaların %80’i ameliyat yapılmadan iyileşiyor. Tedavide ilk olarak yatak istirahati öneriliyor. Yatak istirahatında amacın, vücut ağırlığını disk üzerinden kaldırmak böylece diskin çekirdeğinin tekrar kendi yerine dönmesini sağlamak olduğunu belirten Op. Dr. Halil Toplamaoğlu, tedaviyle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor; “İstirahat süresi 15 gündür. Hasta rahat edeceği bir yatakda yatar. Yatma şekli ve sağa-sola dönme hareketleri önemli değildir. Ancak hasta yalnızca tuvalet ihtiyacı için ayağa kalkmalıdır. Hasta yatarken ağrı duyuyorsa, ağrı kesici ve adale gevşetici ilaçlar verilir. İstirahat bitiminden sonra hasta rahatsa, bel ve karın adalelerini güçlendirecek egzersiz programına alınır.”

Ne Zaman Ameliyat Öneriliyor?
Günümüzde gelişmiş ameliyat teknikleri ve mikroskoplar sayesinde bel fıtığı ameliyatları başarıyla yapılıyor. Bacakta kuvvet kaybı, idrar ve büyük tuvaletini yapamama ve hissetmeme gibi durumlarda istirahat denenmeden ameliyata karar verildiğini belirten Op. Dr. Toplamaoğlu, “Yatak istirahatından fayda görmeyen, 3 ay daha uzun sürede ağrısı geçmeyen, yılda 4 defadan fazla şikayetleri tekrarlayan hastalarda da ameliyata karar verilir.” Diye ekliyor.

Bel fıtığı ameliyatları ameliyathane şartlarında genel anestezi ile gerçekleştiriliyor. Konusunda uzman bir hekim tarafından gerçekleştirildiğinde bel fıtığı ameliyatlarındaki risk son derece düşüktür. Yapılan ameliyat tekniğine göre, yüzde 1 oranında tekrarlama olasılığı vardır. Bu durumlarda tekrar ameliyat gerekebilir.

Peki, bel fıtığı ameliyat edilmezse ne olur?
Op. Dr. Halil Toplamaoğlu, bu sorunun cevabını şöyle veriyor; “Bel fıtığı tedavi edilmediği takdirde bası altında kalan sinirler zaman içinde görevlerini yapamaz hale gelir. Sinir kökünün seviyesine göre bacakta hissizlik, felç, idrar ve büyük abdest yapmada sorunlar ortaya çıkar. Ameliyat yapılsa da bir düzelme görülmez. Bu nedenle ilerleyici his kaybı, kuvvetsizlik gibi şikayetler tespit edildiğinde hızlı bir şekilde ameliyat kararı verilmelidir.”


Bel Fıtığı ve Siyatik

Ağır bir darbe, ağır kaldırma, kaza gibi nedenler sonucunda omurlar arasındaki yastıkçıklarda meydana gelen yırtılma omuriliğe veyahutta omurulikten çıkan sinirler üzerinde baskıya yol açar. Sinirler üzerindeki baskı, baskı bölgesine göre belde ya da yayılan bölgelerde ağrı, hareket kısıtlılığı, tutulan tarafta karıncalanma hissi, duysal kayıp gibi sonuçlara yol açar. Sinir basısının siyasit sinire yakın bölgelere doğru yayılmasıyla bacakta siyatik dediğimiz durum ortaya çıkar. Aslında her ikisi de ister bel fıtığı, ister siyatik olsun aynı hastalığın sonuçlarıdır. Hastada hapşırma, öksürme, ıkınma gibi hareketlere ağrı şiddetlenir. Ağrının şiddetlenmesinin yanı sıra hastanın refleks hareketlerinde de değişiklikler ortaya çıkar.

Bel fıtığının değişik biçimlerde tedavileri vardır. Değişik tıp branşları bel fıtığını tedavi etmeye çalışır. Bu tıp dallar, nöroloji, fizik tedavi, nöroşirürji, aloloji olarak sıralanabilir. Bel fıtığının tedavisinden önce hastanın çok ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve ona göre tedaviye alınması gereklidir. Eğer hastada genel bir his kaybı ve his kaybının yanı sıra idrar tutamama yahut dışkı tutamama gibi durmalar varsa derhal cerrahi müdahale gerekir. Bunun dışında ise ilaçlarla başlayarak yatak istirahati, fizik tedavi yönhtemleri, bel bölgesine yapılan çeşitli injeksiyon teknikleri ve cerrahi yöntemlere kadar uzanan geniş bir yelpaze içerisende ela almak mümkündür. Hangi tedavinin uygulanacağı hastanın durumuna, hastalığın evresine, daha önce uygulanan tedavi yöntemlerinin başarısına veya başarısızlığına göre farklılık gösterebilir. Bel fıtığında en önemli yanlışlardan bir tanesi hastanın sadece tek bir tıp dalının perspektifi açısından ele alınması ve ona göre değlerlendirilmesidir. Bu son derece yanlış sonuçlara neden olabilmektedir. Hastanın başvurduğu hekime göre tedavi edilmesi en büyük yanlıştan bir tanesidir. Örneğin hasta fizik tedavi uzmanına giderse fizik tedavi uygulanması, beyin cerrahına giderse beyin cerrahisi gibi durumlar yanlıştır. O yüzden hastada tedavinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekir.

Bel fıtığında tıp dışında birtakım insanların çeşitli yöntemler uyguladıkları da bilinmektedir. Bel çektirmek şeklinde genel bir isimle tanımlanabilecek olan bu yöntemler hekim tarafından bile son derece titizlikle ve dikkatle uygulanması gerekmesine rağmen ne yazık ki gelişigüzel uygulanan yöntemlerdir. Bunun sonucunda yanlış bir çekme sonucunda omurilikten çıkan sinirlerin omurlar arasına sıkışması sonucunda hem sinirlerde hem de doğrudan omurilikte tahribat meydana gelmesi mümkündür. Bu dtahribat sonucunda hastada felç dahilbir sürü bozukluk ortaya çıkabilir. Özellikle tıp dışı insanlar tarafından uygulanan bu yöntemlerin bazı hastalarda başarılı olması ise bu yöntemlerin bazı tehlikesini ortadan kaldırmamaktadır. Tıpta uygulanan girişimler hastaya zarar vermemektedir. Bu nedenle tıp dışı insanların bu yöntemleri uygulaması hem zararlı hem tehlikelidir. Diğer bir önemli husus her bel ağrısı daha önce de belirtildiği gibi bel fıtığına bağlı değildir. Bu bölgedeki kaslardan ve sinirlerden zengin olan yapı içeresinde hastalarda daha önce sözü edilen birçok nedene bağlı olarak ağrı ortaya çıkabilir. Bu ağrıların da ayırıcı tanısını ancak bir hekim yapabilir. Hekimin uygulamadığı bir yöntem ise yanlış olur. O yıllarda bel ağrılarının tedavisinde fizik tedavi ve beyin cerrahisi yöntemlerinin yanı sıra çok etkili olabilecek çeşitli yeni tedavi yöntemleri de geliştirilmiştir. Bu yöntemler içerisinde sinirlerin doğrudan doğruya baskı altında kaldığı bölgelerin iğneyle girilerek o bölgedeki baskıyı kaldırabilecek ilaçların verilmesi, katater ismi verilen ince sondalarla yine aynı bölgeye girilerek uygulanan belirli yöntemler oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Yine birçok kez bel fıtığı ameliyat olmuş hastalarda başarısız bel hastaları ismi verilen durumda son on yıl içerisinde uygulanan yöntemlerden bir tanesi en önemlisi belki de omurilik pilleridir. Bu bölgeye yerleştirilen elektrotlar aracılığı ile yapılan uyarılar hastalarda son derece etkili sonuçlar verebilmektedir.


Hiç yorum yok: